İçeriğe geç

Boş boş gezinmek bir deyim mi ?

Bir Sokakta Yürürken Siyaseti Düşünmek

Bazen hiçbir yere yetişmeden, belirli bir amaç gütmeden sokakta dolaşırken zihnimde hep aynı soru belirir: Bu “boş boş gezinme” hali gerçekten boş mu, yoksa düzenin içindeki yerimizi fark etmenin sessiz bir yolu mu? Güç ilişkileri, görünmez sınırlar ve kimlerin nerede, nasıl var olabileceğine dair yazılı olmayan kurallar çoğu zaman tam da bu amaçsız görünen anlarda kendini ele verir. “Boş boş gezinmek bir deyim mi?” sorusu ilk bakışta dilbilgisel bir merak gibi durur; oysa siyaset bilimi perspektifinden bakıldığında, yurttaşlık, meşruiyet ve katılım tartışmalarının tam ortasına düşer.

Boş Boş Gezinmek Bir Deyim mi?

Dilsel anlam ve toplumsal çağrışım

“Boş boş gezinmek” Türkçede, belirgin bir işi olmadan dolaşmak, oyalanmak, vakit öldürmek anlamında kullanılan yerleşik bir ifadedir. Gündelik dilde hafif küçümseyici bir ton taşır: Üretmeyen, faydasız görülen bir eylemi çağrıştırır. Bu yönüyle deyimleşmiştir; çünkü kelimelerin tek tek anlamından daha fazlasını ima eder. Ancak siyaset bilimi açısından asıl önemli olan, bu küçümsemenin kime yöneldiği ve hangi toplumsal normları pekiştirdiğidir.

“Boş” kavramının siyasal yükü

“Boş” kelimesi siyasette nadiren gerçekten boştur. Boş zaman, boş oy, boş vaat… Hepsi iktidar ilişkileri içinde anlam kazanır. Boş boş gezinen birey, sistemin gözünde denetlenemeyen, sınıflandırılamayan bir figür hâline gelir. Tam da bu yüzden, deyim basit bir dil meselesi olmaktan çıkar.

İktidar ve Mekân: Kim Nerede Dolaşabilir?

Kentsel alanlar ve görünürlük

Modern siyaset teorisi, mekânın iktidarla kurduğu ilişkiyi uzun zamandır tartışır. Parklar, meydanlar, alışveriş merkezleri… Bu alanlarda kimlerin “boş boş gezinebildiği” kritik bir sorudur. Orta sınıf bir yurttaş için parkta dolaşmak sıradan bir eylemken, gençler, işsizler ya da göçmenler için aynı eylem “şüpheli” sayılabilir. Burada iktidar, kamusal alanı düzenlerken kimin varlığını meşru gördüğünü açığa vurur.

Güvenlik söylemi ve denetim

“Boş boş dolaşan” birey, güvenlik politikalarının dilinde potansiyel risk olarak kodlanır. Kimlik kontrolleri, polis müdahaleleri ve yerel yönetim düzenlemeleri bu kodlamanın araçlarıdır. Böylece sıradan bir deyim, devletin gözetim kapasitesiyle doğrudan ilişkilenir.

Kurumlar ve Normlar: Çalışma, Üretim, Değer

Çalışma etiği ve siyasal ideoloji

Kapitalist siyasal düzenlerde çalışmak, yalnızca ekonomik değil, ahlaki bir normdur. “Boş boş gezmek” bu normun ihlalidir. Çalışmayan, üretmeyen birey, yalnızca ekonomik bir sorun değil, ideolojik bir sapma olarak görülür. Bu bakış açısı, refah politikalarını, işsizlik söylemlerini ve sosyal yardımları doğrudan etkiler.

Kurumsal bakış açısı

Devlet kurumları, bireyleri çoğu zaman istatistikler üzerinden tanımlar: istihdamda, eğitimde, askerlikte… Bu kategorilerin dışında kalanlar “boşta” kabul edilir. Oysa bu boşluk, siyasal katılımın potansiyel alanı olabilir. Tarihsel olarak birçok toplumsal hareket, tam da bu “boşluklarda” filizlenmiştir.

İdeolojiler ve Boşluk Korkusu

Otoriter rejimler

Otoriter siyasal yapılarda “boş boş gezinmek” daha tehditkâr algılanır. Çünkü amaçsız kalabalıklar, kontrol edilemeyen fikirlerin taşıyıcısı olabilir. Bu nedenle kamusal alanlar sıkı denetlenir; boş zamanlar organize edilir. Gençlik kampları, zorunlu etkinlikler, kitlesel törenler bu ideolojik ihtiyacın ürünüdür.

Liberal demokrasiler

Liberal sistemlerde ise bireyin kamusal alanda amaçsız varlığı daha tolere edilebilir görünür. Ancak bu hoşgörü, çoğu zaman sınıfsal ve kültürel filtrelerle sınırlıdır. Alışveriş merkezinde dolaşan ile mahalle arasında dolaşan aynı gözle değerlendirilmez. İdeoloji burada incelmiş, ama kaybolmamıştır.

Yurttaşlık: Gezinmek Bir Hak mı?

Kamusal alanın sahipliği

Yurttaşlık, yalnızca oy vermek değil, kamusal alanı kullanma hakkını da içerir. Bir meydanda amaçsızca oturabilmek, sokakta dolaşabilmek, aslında siyasal bir haktır. Bu hak, meşruiyet tartışmasının gündelik hayattaki karşılığıdır: Kimlerin varlığı meşrudur?

Görünmez dışlama

“Boş boş geziyorsun” uyarısı, bazen açık bir yasaktan daha etkilidir. Bireyi kamusal alandan çekilmeye zorlar. Bu, yurttaşlığın sessizce daraltılmasıdır. Katılım yalnızca sandıkta değil, sokakta da sınanır.

Demokrasi ve Katılım: Sessiz Eylemler

Gezinmek bir siyasal ifade olabilir mi?

Demokrasi, sadece örgütlü eylemlerden ibaret değildir. Bazen sokakta dolaşmak, var olmak, görünür olmak başlı başına bir ifadedir. Özellikle protestoların yasaklandığı, ifade özgürlüğünün kısıtlandığı dönemlerde, “boş boş gezinen” bedenler sessiz bir itiraz hâline gelir.

Karşılaştırmalı örnekler

Farklı ülkelerde kamusal alanda dolaşma pratikleri farklı siyasal anlamlar taşır. Bazı şehirlerde gece yürüyüşleri özgürlüğün simgesiyken, bazılarında sıkıyönetimin gölgesini hatırlatır. Bu karşılaştırmalar, demokrasinin gündelik hayattaki tezahürünü anlamamıza yardımcı olur.

Güncel Siyasal Olaylar ve Deyimin Yeniden Yorumlanması

Gençlik, işsizlik ve kamusal alan

Son yıllarda birçok ülkede genç işsizliği artarken, kamusal alanlarda “boş boş gezen” gençlere yönelik tahammülsüzlük de artıyor. Bu durum, ekonomik sorunların siyasal dile nasıl tercüme edildiğini gösteriyor. Sorun istihdamken, suç bireyin dolaşmasında bulunuyor.

Dijital çağda boşluk

Artık yalnızca sokakta değil, dijital alanlarda da “boş boş gezinmek” mümkün. Sosyal medyada amaçsız dolaşmak bile üretkenlik söylemiyle eleştiriliyor. Bu da iktidarın yalnızca fiziksel mekânları değil, zihinsel alanları da düzenleme isteğini ortaya koyuyor.

Kişisel Bir Duraklama

Kendi deneyimlerimde, bir şehirde amaçsızca yürürken hissettiğim özgürlük ile aynı eylemin başka bir yerde yarattığı tedirginlik arasındaki fark beni hep düşündürür. Demek ki sorun benim ne yaptığım değil, bulunduğum bağlam. İşte bu noktada katılım, yalnızca aktif siyaset değil, var olabilme hakkı olarak anlam kazanıyor.

Provokatif Sorularla Bitirmek

Gerçekten boş olan nedir: amaçsızca dolaşan birey mi, yoksa bu dolaşmayı tehdit olarak gören siyasal düzen mi? Kamusal alanlar yalnızca tüketenler için mi vardır? Bir yurttaşın sokakta “boş boş gezebilmesi”, demokrasinin sessiz bir göstergesi sayılabilir mi?

Sonuç: Bir Deyimin Ardındaki Siyaset

“Boş boş gezinmek” bir deyimdir; ama aynı zamanda iktidarın, kurumların ve ideolojilerin bireye bakışını ele veren küçük bir pencere. Bu ifade üzerinden baktığımızda, yurttaşlığın sınırlarını, meşruiyetin kimlere tanındığını ve katılımın ne kadar gündelik bir mesele olduğunu görürüz. Belki de asıl soru şudur: Bir toplumda insanlar ne kadar rahat “boş boş gezinebiliyorsa”, o toplum o kadar siyasidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hipercasino şişli escort
Sitemap
elexbetbetexper yeni girişilbet