“Merak Ediyorum…”
Benzer işlerde yıllardır görev yapan birçok arkadaşın zaman zaman sordukları o soru var: “Acaba ‘hizmetli’ kadrosundaki bizler gerçekten memur kadrosuna geçebilir miyiz?” Bu soruyu bilimsel bir merakla, hem yasalar hem kamu yönetimi literatürü ışığında irdeleyelim. Amacım; teknik detaylarda boğmadan, en güncel bilgileri sade ve anlaşılır biçimde sizlerle paylaşmak.
Durum Ne? Mevzuat ve Uygulama
Kamuda “hizmetli” diye bilinen kadro genellikle “yardımcı hizmetler sınıfı”na karşılık geliyor. Bu kadro, temizlik, taşıma, destek hizmetleri gibi görevleri içeren; doğrudan “memurluk” sınıfı sayılmayan bir istihdam biçimi. ([
Öte yandan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu (DMK) memur kadrosundaki personelin görev, hak, yükümlülük ve kariyer esaslarını düzenliyor. ([Adana Avukat Saim İncekaş][2]) Dolayısıyla, hizmetli kadrosundakilerin doğrudan “memur” statüsüne geçmesi için, bu yasaya ve ilgili düzenlemelere uygun bir yol olması gerekiyor — ki bugüne kadar bu yol, yaygın ve otomatik hale gelmiş değil.
Geçmişte bazı toplu düzenlemelerle — özellikle sözleşmeli personel için — memur kadrosuna geçiş imkânı sağlanmış oldu. Örneğin, 2022–2023’te yapılan yasal değişikliklerle, belirli şartları taşıyan sözleşmeli personel kadroya geçirildi. ([TMRTDER][3]) Ancak bu düzenleme söz konusu personel için geçerli; “yardımcı hizmetler” kadrosundakileri kapsayıp kapsamadığı konusunda netlik yok.
Kısaca: mevzuatta ve uygulamada — bugüne kadar — “hizmetli → memur” geçişi yaygın, otomatik ve garanti bir hak olarak tanımlanmadı.
Bilimsel Çerçeveden Bir Bakış: Kadro Sınıflaması ve Kamu Personeli Rejimi
Kamu yönetimi bilimi, personel rejiminin temelde üç ilkeye dayandığını savunur: liyakat (merit), kariyer ve görev sınıflandırması (classification). ([esbadergisi.com][4])
Yabancı örneklerde “iş analizi ve görev sınıflandırması” yöntemleri — western literatürde “job classification / position classification” — kamu personel sistemi içerisinde daha bilimsel, eşitlikçi bir kadro dağılımı tavsiye eder. ([Dergipark][5])
Ancak ülkemizde bu sınıflama uygulanırken karşılaşılan temel sorun: sınıflandırma işleminin “standart” olmaması; zaman zaman “norm kadro” uygulamalarıyla bazı kadroların yapay biçimde sınırlandırılması. ([Dergipark][5]) Bu durum, hizmetli kadrosundakilerin memur kadrosuna geçişini hem kuramsal hem pratik olarak zorlaştırıyor.
Yani bilimsel görüş açısından, eğer görev tanımı, nitelikler ve ihtiyaç yeniden analiz edilip objektif kadro sınıflandırması yapılabilse — bu birçok kamu çalışanı için yol açıcı olabilir. Ama bugünkü yapıda, bu dönüşümü sağlayacak kurumsal irade ve norm kadro uygulamaları belirsizliğini koruyor.
Başarı Şansı: Nelere Bağlı?
Hizmetlilerin memur kadrosuna geçebilme olasılığı bazı değişkenlere bağlı:
Geçiş yapmak istenen kadronun gerektirdiği eğitim / deneyim / nitelik şartlarını karşılamak. Örneğin, memur kadrosu için lise, ön lisans ya da lisans mezuniyeti istenebiliyor. ([
Kurumun “görevde yükselme / yeniden kadro ihtiyacı” değerlendirmesi yapması — yani kurum içi inisiyatif. Geçmişte görevde yükselme sınavlarıyla bu geçiş olanağı sağlanmıştı. ([
Kamu personeli rejiminde yapılacak yasal düzenlemeler / reformlar; çünkü mevcut norm kadro anlayışı bu geçişleri zorlaştırıyor. ([Dergipark][5])
Şu anda bu kriterlerin bir araya gelmesi birçok hizmetli için olasılığı sınırlı kılıyor — fakat tamamen imkânsız değil.
Durum Neden Bu Kadar Karmaşık?
Çünkü kamu personeli sistemi, idealde “eşitlik, liyakat, kariyer” üzerine kurulu; ama pratikte “görev tanımı”, “norm kadro”, “ihtiyaç analizi” gibi değişkenlerle yönetiliyor. Bu da eşitsizlik yaratabiliyor.
Bilimsel “job analysis / classification” yöntemleri uygun şekilde uygulanmadığı sürece, kadro geçişleri keyfi, inisiyatif bazlı kalıyor. ([Dergipark][5])
Ayrıca, geçmişte yapılan sözleşmeli‑kadro geçişleri çoğunlukla belli grupları kapsadı — genel hizmetli/hizmetli kadrosunda olanları değil. Bu yüzden beklenti yüksek olsa da, yasal altyapı ve uygulama mevcut değil.
Öyleyse “Hizmetliler Memur Kadrosuna Geçecek mi?” — Güncel Değerlendirme
Şu an için: beklenti / umut var, ama gerçekleşmiş bir genel dönüşüm yok.
Eğer:
İlgili kamu kurumları görev tanımı ve kadro analizini yeniden yapar,
Yasal düzenleme yapılır veya mevcut norm kadro anlayışı esneklik kazandırır,
Hizmetliler yeterli eğitim/dereceye sahipse —
o zaman “geçiş ihtimali” teknik olarak mümkün… Ama bu, çok kapsamlı, sistematik bir dönüşüm değil; daha çok bireysel başvuru, kurum inisiyatifi ya da istisnai düzenlemeler üzerinden olabilir.
Merak Uyandıran Sorular
Acaba sistematik bir kadro yenilemesi yapılmadan, bireysel geçişlerle adalet sağlanabilir mi?
“Yardımcı hizmetler / memurluk” olarak yapılan görev ayrımının arkasında iş gücü maliyeti, sınıfsal ayrım veya kurumsal hiyerarşi mi yatıyor?
Eğer hak temelli bir yaklaşım benimsenirse: görevde eşitlik, liyakat ve norm kadro analizi ile yüz binlerce çalışan daha “memur” statüsüne geçebilir mi?
Bu tür bir dönüşüm, kamu hizmeti kalitesini artırır mı, yoksa personel sayısı ve mali yükü artırdığı için kamu maliyesine zarar mı verir?
Sonuç: Net Bir “Evet / Hayır” Yok — Ama Olasılık Var
Özetle: Bugünkü mevzuat ve kamu personeli rejimi, “hizmetli” kadrosundakilerin otomatik, toplu olarak memur kadrosuna geçmesini sağlamıyor. Fakat hem bilimsel kadro sınıflaması perspektifi hem bireysel başvuru / kurumsal ihtiyaca dayalı düzenlemelerle — uygun şart sağlanırsa — bir geçiş mümkün.
Bu mesele teknik, yasal, sosyal birçok bileşeni barındırıyor — bu yüzden herkesin konuşmasını, tartışmasını bekliyorum. Sence bu değişim neden gecikti? Ne tür adımlar atılmalı ki hizmetliler memur kadrosuna gerçekten geçebilsin?
[1]: “hizmetli kadrosundan memur kadrosuna geçiş şartları”
[2]: “Civil Servants Law No. 657 | Current Full Text”
[3]: “Sözleşmeliye Kadro Düzenlemesi Resmi Gazete’de yayınlandı”
[4]: “of the Public Personnel Regime – esbadergisi.com”
[5]: “POSITION CLASSIFICATION IN THE TURKISH PUBLIC SERVICE … – DergiPark”